ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA
-
-
ERSAĞ RESMİ WEP SİTESİ DEĞİLDİR
-
-
RESMİ ERSAG WEP SİTESİ DEĞİLDİR
-
VAN TARİHİ
Selçuklu Sultani Muhammed Tapar, 1100 yilinda Diyarbakir Mervanileri emirlerinin elinde bulunan Ahlat ve yöresini, halkin da istegi ile Selçuklu emirlerinden Sökmen'e vermis ve 1100 yilindan itibaren tarihte Sökmenliler veya Ahlatsahlar adiyla anilacak bu beylik, Malazgirt, Ahlat, Ercis, Adilcevaz, Eleskirt, Van, Tatvan, Silvan, Mus il ve ilçelerini içine alan bu bölgede hakimiyet kurmuslardir.
Osmanli tasra teskilatinda eyaletleri sancaklardan, sancaklari kazalardan, kazalari nahiye ve köylerden meydana gelmekteydi. Fethini müteakip Osmanli idaresine dahil edilen Van, "Eyalet" statüsü kazanmis olup 1568-1574 yillarinda liva tabir edilen 12 sancaga sahip olmustur. Bunlar, Van (Pasa Sancagi), Adilcevaz, Bitlis, Mus, Bargiri, Ercis, Kârgâr, Kesan, Ispayrid, Agakis, Nisf-i Şirvî, Vadi-i Beni Kotur'dur. Iran sinirinda olmasi bakimindan hem ordunun hareket noktasi hem de önemli merkez olan Van'in idari yapisi bu savaslar sebebiyle sik sik degisiklige ugramis, fethedilen yerlerin bir kismi buraya dahil edilmistir. Nitekim daha önce 12 olan sancak sayisi, 1578-1588'de 27'ye yükselmistir. Bu tarihte Van eyaletine bagli yeni sancaklar sunlardir: Nizan, Somay, Markavar, Hakkari, Müküs, Rumi, Albak, Selamas, Hoy-i Küçük, Ustûn, Tarûn, Zenüs, Bayezid, Gügercinlik ve Kale-i Pesk'dir.
Van Eyaleti'nin idari yapisindaki degisikliler 17. asirda da devam etmistir. 1609 tarihli Ayn-i Ali Efendi'nin eserinde, Van'in sancak sayisi 13 olarak gösterilmektedir. Bu sancaklar: Van (Pasa Sancagi), Adilcevaz, Ercis, Mus, Bargiri, Kargar, Müküs, Kesani, Ispayrid, Agakis, Kotur, Kale-i Beyazid, Berdi ve Ovacik'tir. Daha önce sancak olan Bitlis, bu tarihte hükümet olarak kaydedilmistir. 1632, 1641 yillarinda bu sancaklara Kiriki, Sirvi, Kesab, Şitak, Albak eklenirken Mus, Agakis, Bayezid, Berdi ve Ovacik çikarilmistir. Bitlis'in hükümet olarak adlandirilan idari yapisi devam ederken Iyzan, Hakkari ve Mahmudi de hükümet statüsüne geçmistir.
Hudutlari, doguda Tebriz, batida Diyarbakir Eyaleti, kuzeyde Çildir ve Kars Eyaletleri ile güneyde Sultaniye olan Van Eyaleti'nin Pasa Sancagi Van sehri olup, beylerbeyi burada oturmaktaydi. Van Beylerbeyi’nin vazifeleri arasinda sunlar bulunmaktadir. Serhaddi korumak, Iran ahvali hakkinda haber toplayip Istanbul'a bildirmek, Iran'dan gelecek elçileri karsilayip koruma altinda Istanbul'a göndermek veya gerekli görüldügünde elçiyi Van'da alikoymak, Iran'a silah, bakir, kursun ve gümüs gitmesine müsaade etmemek, lüzumu halinde Iran içlerine akinlarda bulunup tahrip etmek, sinira yakin Iran kalelerinin Osmanli Devleti’ne geçmesi için gayret sarfetmektir.
Van Kalesi fethedildiginde kalenin üç hisari topraktan oldugu için acele olarak tamir görmüs, ayni yerin 1515'de tas ve topraktan yapilmasina tesebbüs edilmis ise de basarili olunmamistir, Kale tamirinin, Van Eyaleti sancak ve hükümet beyleri tarafin¬dan yapilmasi, devlet hazinesinden ve halktan hiç bir sey alinmamasi usuldür. Nitekim Kalenin bazi kisimlari 1568, 1572, 1582, ve 1660/1661'de Van Beylerbeyi’nin nezareti altinda, sancak ve asiret beylerine tamir ettirilmistir. Ancak, Osmanli-Safevi savaslari sebebiyle sancak beylerinin kale tamiri yapamamalari üzerine, bu isi devlet üstlenmis ise de bu usul 1774 yilina kadar devam etmis, bu tarihte gönderilen bir hükümle, tamirin eskiden oldugu gibi Van Eyaleti sancak beylerinin kapu halkina ve ona tabi olanlara yaptirilmasi emredilmistir.
Ermeni isyan komiteleri, Van'da diger yerlerden daha kuvvetli idiler. Buraya Iran ve Kafkasya yolu ile bol miktarda silah ve cephane getirilmis ve düzenli teskilat kurulmustu. Ayrica hudut olmasi itibariyle tedhisçilerin kontrol edilebilme imkâninin azligi ve ayni zamanda gerektiginde desteginin kolay saglanmasi, Van'da örgütlerin yogunlasmasina sebep oluyordu. Komitecilerin en büyük destekçisi Ermeni kilisesi idi. Ermeni papazlarinin bilhassa, Hrimyan'in patriklikten ayrildiktan sonra Van'da yaptigi faaliyetlerle burasi, Ermeni dini ve kültürel faaliyetlerinin merkezi oldugu kadar, ihtilal örgütlerinin de merkezi haline gelmistir. Van'da Rus Baskonsoloslugu görevinde bulunan General Mayevski, Ermeni din adamlarinin din ile ugrasmadiklarini, manastirlarda ayin yerine, Hiristiyan Müslüman düsmanligi islediklerini yazmaktadir. Yine Rus Baskonsolosu'nun belirttigine göre 1895 yili içerisinde Van'daki ihtilal hazirliklari yogunlasti. Halktan silah vergisi adi ile toplanan paralar ile silah ve cephane alindi. Bu silahlari kullanacak ve isyani yönetecek olan komiteciler, Rusya ve Iran yolu ile Van'a gelmis bulunuyorlardi. Komiteciler çikaracaklari isyanlar için zenginlerden para istiyorlar ve vermeyenleri acimasizca öldürüyorlardi. Ermeni Papazi Bogaz, bazi serseri Ermenilerin taskinliklarina karsi çiktigi için Ermenilerin dini bayrami olan 6 Ocak 1896 tarihinde kilisesine giderken öldürüldü.
Bunların ışığında Ulu Cami’nin, Van Gölü çevresinde hakimiyet kuran Ahlatşahlar'dan I. Sökmen (1100-1112) veya II. Sökmen (1128-1185) zamanında yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Dikdörtgen planlı cami, mihrap önü kubbeli ve çok destekli camiler grubuna girmektedir. Camiye kuzey duvarın batı köşesine açılmış bir taçkapıdan girilmektedir. Kuzey tarafına Osmanlı döneminde bir bölüm eklenmiştir. İç mekan, mihrap önünü örten mukarnaslı bir kubbe ile, bunu yanlardan çevreleyen çapraz tonozlarla örtülü bölümlerden oluşmaktadır. Günümüze kadar ulaşan minaresi kuzeybatı köşede yükselmektedir. Tuğladan silindirik gövdeli olup, şerefeden sonrası yıkılmıştır. Günümüze ulaşmasa bile, aslında, süsleme ve mimari özellikleri bakımından oldukça hususiyetli iç mekana sahip olduğu, eski resimlerden anlaşılmaktadır. Süslemeler, iç mekan duvarlarında, mihrap ve dış cephedeki taçkapıda yoğunlaşmıştır. Tuğla ve alçıdan yapılmış süslemeler geometrik, bitkisel ve yazı örneklerinden oluşmaktadır.