ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

ÖZALP


ÖZALP RESİMLER
ÖZALP FOTOĞRAFLAR
ÖZALP MANZARALAR
ÖZALP GÖRÜNTÜLER
ÖZALP TARİH
ÖZALP COĞRAFYA
ÖZALP
VAN ÖZALP
Genel olarak Özalp İlçesi


Özalp İlçesi 1869 yılında Mahmudiye adıyla bu günkü Saray ilçe merkezinde kurulmuştur. Kurtuluş Savaşından sonra bu bölgeyi düşmandan kurtaran Van Tümen Komutanı Kazım Paşa (Kazım ÖZALP) 'nın adı Mahmudiye'ye verilerek değiştirilmiştir.
Van İli Siyasi Haritası


İlçe merkezi 1948 yılında bu günkü Özalp merkezine taşınmış ve burası İlçe merkezi haline dönüştürülmüştür. Kazım Paşa İlçe merkezinin ismi ise Saray olarak değiştirilerek Nahiye teşkilatına dönüştürülmüştür. Eski adı Mahmudiye olan Saray merkezi Kurtuluş savaşının sonuçlanması ve bu bölgenin Rus orduları ile Ermeni çetecilerinden kurtarıldığı tarih olan 1918 tarihinde Kazım Paşa olarak değiştirilmiştir.


Özalp İlçe Merkezinin ismi ise şimdiki mahalle olan Kargali'nin adı ile anılmaktaydı. Bu mahalle o tarihlerde köy teşkilatı durumundaydı.


İlçe Doğuda İran İslam Cumhuriyeti ile Saray İlçesi, Batıda Van, Kuzeyinde Muradiye ve Çaldıran İlçeleri, Güneyde ise Gürpınar İlçesi ile çevrilmiştir.


Yüz ölçümü 1.392.880 dönüm olup, denizden yüksekliği ortalama olarak 2.100 metre dolayındadır.Kışları soğuk, sert ve uzun, yazları kurak ve yağışsız geçer. Kışın hava sıcaklığı bazen (-35,-40) dereceye, yazın ise (+35) dereceye kadar çıktığı görülmektedir.


Özalp İlçesi Van İl Merkezine 63, İran İslam Cumhuriyeti Devletine 36, Saray ilçesine 17 Km. uzaktadır.


Tarihçe


İran sınırına 45 km mesafede kurulan Özalp Doğu Anadolu Bölgesinin Yukarı Murat Van bölümünde yer alır.Denizden yüksekliği 2100 metredir. İlçemizin Van İline uzaklığı 64 km. dır.Doğusunda İran ve Saray İlçesi Batısında Van Güneyinde Gürpınar Kuzeyinde Muradiye ve Çaldıran İlçeleri ile çevrili olan Özalp. Toplam 2380 k.m. kare yüz ölçümüne sahiptir.İlçemizin toplam 51.876 nüfusla 1 belde , 52 köy ve 20 mezrası vardır.İlçe merkezinin nüfusu 6997''dir.Van'ı ve dolayısıyla ülkemizi İran'a bağlıyan demiryolu ve karayolu ilçe merkezimizden geçmektedir. 1976 yılında meydana gelen çaldıran depremi esnasında Özalp'in kuzey kesiminde ki köylerinde can ve mal kaybı olmuştur.


Bölgede Urartular Persler, Bizanslılar, Emeviler, Selçuklular, sökmenler, Moğollar, Karakoyunlular ve Akkoyunlular değişik zamanlarda hakimiyet kurmuşlardır. Özalp ilçe sınırları içinde halk arasında "gort" diye anılan harabelerde yapılacak kazılarla: tarihte bu yörede hüküm sürmüş medeniyetler hakkında daha gerçekçi bilgiler elde edilebilir. Tarihi eser kaçakçılarının define aramak amacı ile yaptıkları kazılarda mezarların gün doğusu yönünde görülmesi, halk arasında burada yaşayanların güneşe taptıkları kanaatini doğurmuştur.1071 yılında Selçuklu sultanı Alparslan'ın Malazgirt meydan muharebesinden sonra Anadolu'ya girmesi ile birlikte Bizanslılardan kurtulup bir müddet Selçukluların kontrolünde kalan bölge, daha sonra Safevilerin eline geçmiştir.1555 yılında kanuni sultan Süleyman'ın Safevilerin yenmesi ile bölge Osmanlıların hakimiyetine girmiştir.Eski ismi ``Mahmudiye ``olan sonra ``saray``olarak adlandırılan Özalp ,1869 yılında Hakkari sancağına bağlanarak "Kaza" yapıldı. Osmanlıların 19.yy. sonlarına doğru zayıf düşmesi ile birlikte Anadolu'nun her yanında olduğu gibi Özalp'ta da huzursuzluklar baş göstermeye başlamıştır. Yıllar yılı Osmanlının sadık tebaası olarak görülen ve ticari hayatta olduğu gibi devlet dairelerinde de yüksek mevkiler edinen ermeniler, Anadolu'yu parçalamak ve Müslümanları yok etmek gayesini içlerinde gizlemişlerdir. Ermenilerin bu gizli kinleri , bazı devletler şark meselesinin kaçırılmaz bir fırsatı olarak değerlendirildi.Batılı devletlerin desteği de örgütlenen Ermeniler .İngiliz ve Rusların tahriki ile Ortodoks kilisesinin tazyiki neticesinde bölgede bağımsız ermeni devleti kurmak amacıyla kurdukları çetelerle yöre halkına karşı tedhiş hareketlerine başladılar. Daha1311(1895) yılında başladıkları bu tedhiş hareketlerinde Boğazkesen ve Hacıkışlak köyleri arsında dolaşan 12 kişilik silahlı ermeni çetesi , 1 süvari zaptiye onbaşımızı ve bir erimizi yaraladılar.Yine aynı yıl İran'dan mahmudiye ye geçen 60 kişilik Ermeni çetesi ile asker ve aşiret alayı arasında çıkan çatışmada 17 eşkıya öldürüldü.Aşiretlerden Sekizi şehit oldu ve üç kişide yaralandı.Boğazkesen ve Hazara (Kırkçallı) arasında 5 eşkıya öldürüldü.1312 (1896) yılında İran sınırından mahmudiyeye bağlı Tekori (Dorutay) nahiyesinin Ahorik (Tulgalı) köyüne geçen 40-50 kişilik Ermeni eşkıyası takip edilmiş ve 4 kişi öldürülmüştür.Bu çatışma da asker ve aşiretlerden ise 4kişi yaralandı.1313 (1897) yılında İran'ın Hoy , Mako , ve Salmas köylerinde toplanan 2500 Ermeni fedaisinin Bergiri (Çaldıran) ve Mahmudiyedeki Hamidiyede alayları ile çatışmak üzere emir bekledikleri haber alınmıştır.Bu Ermeni çeteleri Rus subayları tarafından eğitilmiş ve Rus silahları ile teçhiz edilmişlerdir.1914 yılında Özalp Jandarmasınca yakalanan 2 casustan Van da isyan çıkarılacağı öğrenilmiş ve akabinde 1915 yılının Mart ayı başlarında taşnak çeteleri Mahmudiye'nin köylerine baskınlar düzenleyerek 50 'yi aşkın köylüyü insanlığı utandıracak bir biçimde hunharca katletmişlerdir.Van'dan çıkan Ermeni eşkıyasının 286 kişilik grubun Mahmudiyenin Milan ve Şemsıki aşiretlerine saldırması sonucu bu mahsun Müslüman halktan 39 kişiyi şehit etmişler ve 38 kişiyi de yaralamışlardır. Mirkehi (Sarıköy) köyünden Mollahasan adındaki muhtar ile arkadaşları Ruslara öncülük eden Ermeni çetelerine karşı silah kullanmadan teslim oldukları halde, bunlardan 7 Erkek, 12 Kadın ve 18'i Çocuk olmak üzere toplam 37 kişiyi koyun boğazlar gibi boyunlarından keserek şehit etmişlerdir. Köylerdeki kız ve gelinleri bir tarafa ayırıp beraberlerinde götürmüşlerdir.


Öte taraftan Ahurik ( Tulgalı ) ve Avzerik ( Bakışık ) köyleri arasında elleri bağlı ve tenasül uzuvları kesilerek ağızlarına konulmuş Dört Müslüman'ın cesedi bulunmuştur. Asteci ( Tepedam ) köyünde Kemo adındaki şahsın Zeliha isimli eşi tandır başında ekmek pişirirken ermeniler çıkagelmişler ve Zeliha'nın 6 yaşındaki çocuğunu ateşe atarak gözleri önünde pişirmişler ve kendisine yedirmek istemişlerdir.Kadının bu iğrenç ve iğrenç olduğu kadar korkunç olan teklifi reddetmesi üzerine onunda bir bacağını tandıra sokarak yakmışlardır.


Bir Ermeni'nin ifade ediş şekli şöyle idi:"Asırlarca ümitle oyalandık, çok uyuduk, bu gün ise güler yüzlülük hissediyoruz. Ümidin gerçek safhalarını çok yakında görüyoruz. Kanlı alınla bizi kucağına alan hürriyettir, korkma sen ey ermeni Van artık hürdür."


İşte böyle rüyalarını ve hürriyetlerini, kanlarımızın, feryatlarımızın ve çığlıklarımızın üzerine kurmuşlardı. Onlar için mutluluk bizim için azap olmalıydı. Katliam, tecavüz, yağma, kundaklama, bütün bunlara katlanamayan Özalp'lılar çareyi Anadolu'nun sıcak bağrına doğru göçte buldular. Eskilerin deyişi ile "Muhacirlik" başladı. Yükte hafif pahada ağır eşyalar sırtlandı. Uzun, hırçın ve tehlikeli bir yolculuk ile birlikte zulümden kaçışın macerası başlamıştı. Açlık sefalet ve çaresizliği geride bırakıp emin ellere varmanın güzel rüyası ile yola koyuldular. Kimi anne çocuğunu "Hasan Keyf'te " dünyaya getirdi, kimi Sivas'ta kimi Konya'da, kimi anneler daha ilk solukta yavrularını karlı çamurlu dağlarda toprağa emanet etmek için tırnakları ile kazdılar toprağı, gözü yaşlı ve bağrı yanık anneler evlatlarına ağıt bile yakamadılar. Zira kahpe ermeni zulmü yakmıştı. Sinelerine, ağıtlar, açlık, sefalet ve ölüm girdaplarındaki hıçkırıklar arasında boğuldu, kayıp olup gittiler.


3 Nisan 1918 yılında Kazım ÖZALP komutasındaki Türk birliğinin gelişi ile Özalp ermeni işgalinden destansı bir mücadele ile kurtarıldı. Özalp'in düşman işgali ile birlikte göç eden halkın büyük bir çoğunluğu dünyaya gözlerini açtıkları ve buram buram toprak ve vatan kokan kendi topraklarına yeniden döndüler. 1948 yılında ilçe merkezi Saray'dan Kargallı ( Karagalı ) ya taşındı ve yeni ilçe merkezine Özalp ismi verildi. İlçe merkezi taşınmadan önce köy hüviyetinde olan Kargallı bugün ilçe merkezinin güneyinde ve küçük Özalp çayının ayırdığı ( Eskiden beri bu ad ile anılan ) mahalleye isim olmuştur.


Kargallı isminin nerden geldiği bilmemekle beraber, Bulgaristan'ın Dobruca kentinde "Kargalık" isimli köye rastlanması oldukça ilginçtir. Bu bulgu "Orta Asya'dan" Kavimler kapısı denilen ve Hazar Denizinin kuzeyinden geçerek Bulgaristan dolaylarında yerleşen Türkler ile Hazar Denizinin güneyinden inerek Anadolu'ya göç eden ve bu topraklara Malazgirt savaşından önce yerleşenlerin aynı kaynaktan deldiklerine bir işaret olarak kabul edilebilir.




KAZIM PAŞA (KAZIM ÖZALP) KİMDİR ? (1882-1968)
Kurtuluş Savaşımızın Komutanlarından, Cumhuriyet devri devlet adamlarından olan Kazım Paşa, 1882 tarihinde Köprülüde doğdu. Birinci Dünya Savaşından Van'da Seyyar Jandarma Tümenini kurdu. Dilman, Rumiye, Katar, Hoy, Saray bölgelerinde Ruslara karşı savaşarak büyük yararlıklar gösterdi. 1917'de Miralaylığa terfi edince Kafkas Tümenleri Komutanlıklarında bulundu.


Trabzon'un, Batum'un Ruslardan geri alınması harekatını başarıyla sonuçlandırdı. 1919'da Yunanlıların İzmir'i işgalleri sırasında izinli olarak orada bulunuyordu. Gizlice Balıkesir'e giderek 61. Tümen Komutanlığını üzerine aldı. Bundan dolayı İstanbul Hükümetince askerlikten çıkarıldı, hakkında idam hükmü verildi. Balıkesir bölgesinde Kuva-yı Milliye teşkilatını kurdu. 1920'de Büyük Millet Meclisine Karesi (Balıkesir) mebus olarak katıldı. Büyük Millet Meclisi tarafından İzmir Kuzey Cepheleri Komutanlığına, daha sonrada Kocaeli Grup Komutanlığına getirildi. Sakarya Savaşındaki başarıları üzerine Tuğgeneral oldu. Büyük Millet Meclisi tarafından Milli Müdafaa Bakanlığına getirildi. Büyük Taarruzdan sonra Korgeneral oldu. 1924'te Meclis Başkanı olarak seçilen Kazım ÖZALP, 1935'te ikinci kez Milli Müdafaa Bakanlığı görevini aldı. 1943'te CHP Meclis Grup Başkan Vekili oldu. 1950'de Van Millet Vekili seçildi. 1954'te siyasetten çekilen Kazım Paşa'nın mezarı Ankara-Cebeci Askeri Şehitliğindedir. "Milli Mücadele 1919-1921" adı altında toplanan anıları Türk Tarih Kurumu tarafından 1917'de yayımlandı.
ÖZALP İLÇE KÖYLERİ VE BELDELERİ